Kamu İşçisi Özer Kaysavuk Müzisyenliğe Adım Attı
KESK’e bağlı Tüm Bel- Sen’de yöneticilik yapan kamu işçisi Özer Kaysavuk, “Ben bebekken oklavayı elime alıp pufa oturup aynanın karşısında kendi kendime çalıp söylüyormuşum” diye açıkladığı müzisyenlik hayalini gerçekleştirdi ve birinci kesimi Aşar Gelir ile müzisyenliğe adım attı.
KESK’e bağlı Tüm Bel- Sen’de yöneticilik yapan kamu işçisi Özer Kaysavuk, yıllardır hayalini kurduğu müzisyenliğe ‘Aşar Gelir’ müziğiyle adım attı. Aşar Gelir isimli modülünün klibi tüm müzik platformlarında yerini aldı. Memur olmadan evvel radyoculuk da yapan Kaysavuk, hayalini kurduğu müzisyenlik ve birinci kesimi hakkında ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Kaysavuk, şunları söyledi:
“Ben bebekken oklavayı elime alıp pufa oturup aynanın karşısında kendi kendime çalıp söylüyormuşum. Annemler de bu çocuk büyüyünce müzisyen olacak diyorlarmış. İlkokul 3- 4. sınıfta Ankara Tunceliler Derneği’nde bağlama kursuna başladım. Bağlamayla başladım. Sonra okul korosunda devam ettim. Akabinde çeşitli müzik kümelerinde yer aldım. Protest müzik yaptık, müzik kelamları yazdık, besteler yaptık. Aksiyonlarda, çeşitli etkinliklerde yer aldık. ve bu türlü bir serüven başlamış oldu.
Biraz disiplinsizlik mi desek. ‘Özer sen bir şeyler yaptın artık çıkıp müzik söylemen gerekiyor ve bunu insanlara profesyonel manada duyurman gerekiyor’ fikrine kapıldım. ve seyahat bu türlü başladı. Sanatçı dostlarım da bana çok dayanak oldular, yürek verdiler yanımda oldular. Sevgili Haluk Tolga İlhan benim hocamdır tıpkı vakitte. ‘Özer artık olgunlaştın. Çıkıp söylemen gerekiyor’ dedi bana. ve stüdyoya girdik Aşar Gelir’i bu biçimde çıkardık.”
“STÜDYOYA GİRDİĞİMİZDE HİS DEĞİŞİMİ OLDU”
Kaysavuk, Aşar Gelir modülüne ait ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“Ocak ayında kelam ve müziği tekrar bana ilişkin diğer bir müziğin kayıtları için stüdyoya girdiğimizde beni diğer alanlara yönelten bir his değişimi oldu. Aşar Gelir bir anda çıktı. Sadece 2 dakikada döküldü kelamı, müziği ve şiiri bana ilişkin bu eser; yapımcımı arayıp şarkıyı geri çekiyoruz diğer bir eser üzerinde çalışmak istiyorum dediğimde o da şaşırmıştı şarkıyı dinleyince isabetli karar diye hak verdi bana. Böylelikle girmiş bulunduk stüdyo çalışmalarına. Olağan süreç içinde devam edebilseydik şubat ayı sonlarında paylaşacaktık müziğimizi fakat şubat sarsıntısı o acılı, yıkıcı sarsıntı çocukluğumun belleğine tırpan vurdu İskenderun’da amcamı ve yengemi kaybettim.
Şubat zelzelesinde amcamla yengemi kaybetmem ve binlerce insanımızı kaybetmemizden ötürü bende ruhsal manada önemli bir sakinliği da getirdi. Biraz orta vermek zorunda kaldık çalışmalara. Mart ayı prestijiyle devam ettik stüdyo çalışmalarımıza. Mart ayı sonuna kadar kendimi güç toparlayabildim. Lakin ömür devam ediyor… Biz kalanlar ismine bir şeyler üretmek durumundayız. İnsanlara kendi kanılarımızı aktarmak durumundayız. Bu türlü bir süreçte girdik stüdyoya.
Ben toplumsal medya ile iç içe olan biriyim. Yaşadığım his fikirleri, yaşadığım anlık durumları dostlarımla paylaşmayı seven biriyim. Albümün birinci çıktığı andan beri çok önemli bir kitlenin dayanağını gördüm. Bilhassa yakın etrafım hiç yalnız bırakmadı beni. Kurumlardan da Eğitim Sen ve KESK üyeleri daima yanımda yer aldılar. Çok önemli manada dayanak oldular.”