Yaşama sevinciyle 92 yaşında kan kanserini yendi

Yaşama sevinciyle 92 yaşında kan kanserini yendi

ANKARA – Dişeti kanaması, halsizlik, ateş ve zayıflama üzere şikayetlerle hastaneye başvurduğunda akut miyeloid lösemi tanısı konulan 92 yaşındaki Sadakat Belkıs Yılmaz, içindeki yaşama sevinciyle kan kanseri hastalığını yendi.

Hayata 92 yıl evvel gözlerini açan Sadakat Belkıs Yılmaz, 3 sene evvel dişeti kanaması, halsizlik, ateş ve zayıflama üzere belirtiler yaşamaya başladı. Yaşadığı rahatsızlıklar sonucu Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Osman İlhan‘a başvuran Yılmaz’a yapılan tetkikler sonucu AML tanısı konuldu. Lakin tedavi sürecinde hastanın yakını ile görüş birliğine varılarak, kanser olduğu bilgisi kendisine verilmedi. Yaşı prestijiyle kemoterapi tedavisi uygulanamayan Yılmaz’a akıllı ilaç tedavisi uygulandı. Koru Ankara Hastanesi Hematoloji Kliniğinden Prof. Dr. Osman İlhan tarafından uygulanan akıllı ilaç tedavisi sayesinde kan bedelleri olağana dönen ve hastalığı yenen Yılmaz, hastalık sürecini İhlas Haber Ajansı muhabirine anlattı.

“Hastalıkla hiç alakam yok, hala o anda bile yaşamak istiyordum”

Sadakat Belkıs Yılmaz, 3 sene evvel kızının ve damadının kendisinde bir gariplik hissettiğini söyleyerek, “Hastalıkla hiç alakam yok, hala o anda bile yaşamak istiyordum. Kızıma gezelim diyordum. Kızım da ‘Anne nereye gideceğiz? Niçin bu türlü yapıyorsun? diyordu. Ayaktaydım. Ne bir başım döndü, ne bir bedenimde değişiklik olmadı fakat kızım ve damadım çok meraklı. Damadım ‘Hemen anneni doktora götürelim’ dedi. Üç tane hastane dolaştım. Sabahı bekleyelim, bir hekim bulalım diye gece meskende yattım. Damadım çabucak Prof. Dr. Osman İlhan Bey’i buldu. Derhal biz ona gittik ve başvurduk” dedi.

“Hayat bu, boş ver ne olacak dedim”

Tedavi sürecini rahat atlattığını belirten Yılmaz, “Hiçbir şeyim yok, yani hala hasta değilmişim üzere bir halim vardı. Tedavi sürecini hiç fark etmedim. Biraz benim ilaca karşı merakım yok, yutmam o denli fazla. Bir aspirin dahi alsam beni etkiliyor, çabucak farkını görüyorum. Uygunum, hala o denli severek de alıyorum. Hocam vitamin tavsiye etti, onu her gün alıyorum. Kanser olduğum aklıma bile gelmedi. ‘Hayat bu, boş ver ne olacak’ dedim” sözlerini kullandı.

Hastalığı atlatan Yılmaz, denetimlerinin hala devam ettiğini belirtti. Yılmaz, müzik dinlemeyi ve eğlenmeyi çok sevdiğini ve hiç kaçırmadığını da kelamlarına ekledi.

“Eşime bu sabah ‘Allah ömür versin de 2-3 sene daha yaşayayım’ dedim”

Dünyaya 2 Temmuz 1932’de geldiğini ve şu anda 92 yaşında olduğunu lisana getiren Yılmaz, “Yaşamak istiyorum, cümbüş yerlerine gidiyorum. Eşim var, o da 18 Temmuz’da 94 yaşına girdi. Onun yaş gününü kutladık. ‘Ne hoş hayat dolu, hayata bak’ dedim. Hayattan çok zevk alıyorum. El işi yapıyorum, okumayı seviyorum. Yeri geliyor Kur-an-ı Kerim’i okuyorum, yeri geliyor kitap okuyorum. Haftada bir gazetemi alıyorum, o bana yetiyor. Yani hayata bağlıyım. Hatta eşime de bu sabah ‘Allah ömür versin de 2-3 sene daha yaşayayım’ dedim. O da ‘Sen yaşarsın, seviyorsun’ diyor” diye konuştu.

“6 ayı geçtikten sonra olağana döndü, ayaklandı”

Tedavi sürecinde birinci 6 ay boyunca daima hastaneye gidip geldiklerini belirten kızı Aysel Erduygun, “O orta bulantıları başladı. Artık ilaçlardan mı bilemiyorum ancak tedavi biçimi de ağır geldi. Olağan onları atlattık. Nasıl besleyeyim, nasıl bakayım, ne yapayım diye Osman hocaya danıştım. Zira ben birinci sefer kanda bu türlü hastalıklar olduğunu duydum ve yaşadım. 6 ayı geçtikten sonra olağana döndü, ayaklandı. Ondan sonra olağan bir sürece girdik. Olağan ki biz hiç aksatmadık. Bize ne söylenirse yaptık. Gelin dedi, biz orada olduk. Ben daha çok ona bağlıyorum. Zira yol çizildi bize, o yoldan yürümek zorundaydık. Şu an çok mutluyum” sözlerini kullandı.

“Hastamız yurt dışından getirilen ilaca rastgele bir fiyat ödemeden en düzgün tedaviye kavuşmuş oldu”

Koru Hastanesi Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Osman İlhan ise Yılmaz’ın kendisine 3 yıl evvel halsizlik, nefes darlığı, çarpıntı, kanama ve ateş üzere belirtilerle başvurduğunu söyleyerek, “Hastaneye kabul edip incelediğimizde maalesef teşhiste kahır olan akut miyeloid lösemi ismini verdiğimiz kan kanseri teşhisini koyduk. Maalesef bunun kemoterapi dışında tedavisi yoktu. Hastamızın yaşlı olması ve genel durum bozukluğu sebebiyle kemoterapi alması da mümkün değildi. Bahtımız vardı ki Amerika Birleşik Devletleri’nde ruhsatlı bir ilaç olduğunu biliyorduk. Bu akıllı ilaç, ağızdan alınan bir ilaç. Bu ilacın bu hastaya yeterli geleceğini düşünüyorduk. Yeniden birebir vakitte cilt altından kullanılan akıllı bir ilacımız var. Bu iki tedaviyi yaparak hastada yararlı olabileceğimizi düşündük. Bunun için de Sıhhat Bakanlığı İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü’ne müracaatta bulunduk. Hastamızın durumu budur; kemoterapi alamaz, akıllı ilaç tedavisinden yarar görür. Belgemiz incelendi ve olumlu sonuç aldık. Sonuçta hastamız rastgele bir fiyat ödemeden en güzel tedaviye kavuşmuş oldu” dedi.

“Şu anda sağlıklı bir birey kadar kanları hoş ve sonuç çok iyi”

İlk 4 ayın çok riskli olduğunu söz eden Prof. Dr. Osman İlhan, “Hasta, hastanın kızı, damadı ve benim arkadaşlarımın iş birliği ile başarıyı sağladık. Gerçekten 4 ay sonra da yaptığımız kemik iliği testlerinde hastalığın büsbütün kaybolduğunu gördük. Yalnız AML hastalığının tedavisi daima olması lazım. Bu hastalığın tedavisi de kök hücre nakli fakat hastamızın yaşı ve genel durum bozukluğundan ötürü yapmayı düşünmedik. Şu anda hastamız günlük tedavisini yapıyor ve rastgele bir sorunu yok. Günlük yaşantısını yaşıyor, her türlü imkanı var. Rastgele bir diyeti, rastgele bir mahzur bir durum yoktur. Şu anda sağlıklı bir birey kadar kanları hoş ve sonuç çok iyi” sözlerine yer verdi.