Prof. Dr. Baytan: Hemofili çoklukla sünnet sonrası ortaya çıkıyor

Türkiye‘de yaklaşık 6 bin kişinin ömrünü etkileyen hemofili hastalığı hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Birol Baytan, “Hemofili kandaki pıhtılaşma proteinlerinin eksikliğinden kaynaklanır. Hemofili hastalarının kanlarında olması gerektiği kadar pıhtılaşma faktörü olmadığından, yaralanma yaşandığında kanları düzgün formda pıhtılaşmaz ve kanama daha uzun sürer. Hastaların değerli bir kısmı sünnet sonrasında durdurulamayan kanama nedeniyle teşhis alır” diye konuştu.

Hemofilinin çoklukla erkeklerde görüldüğünü söyleyen Emsey Hospital Çocuk Hematolojisi Uzmanı Prof. Dr. Birol Baytan, “Bu hastalık ortalama her 10 bin erkek doğumda bir görülür. Irk, etnik köken farkı gözetmez lakin büyük oranda erkek çocuklarında görülür. Hastalık sıklıkla taşıyıcı olan anneden erkek çocuklarına geçer. Kız çocuklarında görülme sıklığı çok düşüktür” dedi.

SEBEPSİZ MORLUKLARDA HEMOFİLİDEN ŞÜPHELENİLİR

Vücutta nedensiz ve kolay oluşan morlukların hemofiliyi işaret ettiğini söyleyen Prof. Dr. Baytan, “Vücutta nedensiz ve basitçe oluşan morluklar varsa biz hemofiliden şüpheleniriz. Özelikle ayak bilekleri, diz ve kalça eklemlerinde kanama belirtileri, şişlikler, küçük operasyonlar yahut ameliyat sonrasında uzun süren kanamalar da tekrar birinci hemofili akla gelir. Hastaların kıymetli bir kısmı da sünnet sonrası durdurulamayan kanama ile teşhis alır” diye konuştu.

VÜCUDUN RASTGELE BİR YERİNDE KANAMA OLABİLİR

Hemofili hastalığında bedenin rastgele bir yerinde kanama olabileceğini söyleyen Baytan, “Eklem içi kanamalar, çocuğun emeklemeye başladığı periyottan itibaren görülebilmekte, çocuğun yürümeye başlamasıyla birlikte bilhassa ayak bilekleri başta olmak üzere, diz ve kalça eklemlerinde kanama olabilmektedir. Ortak kanayan alanlar eklemler, kaslar ve gastrointestinal sistemlerdir (çiğneme, sindirim, emilim ve boşaltım sistemi). Kanamaların yaklaşık olarak yüzde 80’i eklemlerde görülür. Çocuklarda çoklukla ayak bilekleri etkilenir, ergen ve yetişkinlerde ise daha çok dizler, dirsekler ve ayak bilekleri kanama noktalarıdır” diye konuştu.

TEDAVİ EDİLMEZSE SAKATLIKLARA NEDEN OLABİLİR

Hemofili hastalığının tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu söyleyen Baytan, “Toplumda hemofili tedavisinin olmadığı üzere yanlış bir fikir var. Bilinenin tersine hemofili hastalığı tedavi edilebilen bir hastalık. Genetik olarak aktarılan ve hayat uzunluğu süren bir kanama eğilimi olması, kanamalar sonucu gerçekleşebilecek vefatlar ve yüksek sakatlık riskinin bile uygun tedavi yaklaşımlarıyla üstesinden gelinebilmektedir. Gerek kanamaların önlenmesinde gerek ise tedavisinde uygun doz ve müddette faktör kullanıldığında hemofili hastaları da sağlıklı yaşıtları üzere olağan hayat sürebilmektedir. Lakin bunun için hemofili hastasının ve ailesinin şuurlu olması çok önemli” diye konuştu.

Hemofili tedavisinde ana hedefin kanın pıhtılaşma faktörlerindeki eksik olan faktörü yerine koymak olduğunu söyleyen Prof. Dr. Birol Baytan, “Sürecin gerçek formda işlemesini sağlamak, kanama ataklarının mühletini ve sıklığını azaltarak tekrarlayan kanamalar nedeniyle oluşan komplikasyonları azaltıp hastaların hayat kalitesini arttırmak temel amacımız” diye kelamlarına devam etti.

Hemofili hastalığı vaktinde tedavi edilmezse kalıcı eklem sakatlıkları ve özürlü toplum bireyleri ortaya çıkarabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Baytan, “Eklem sorunları erken devirde tıbbi olarak tedavi edilebilirken ileri devirlerde fakat ortopedik yaklaşımlarla tedavi edilebilir” diye kelamlarını noktaladı.