“İtiraf” sineması, 15 Temmuz’da en çok izlenen imaller ortasında yer aldı

“İtiraf” sineması, 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen darbe teşebbüsünün 7. yıl dönümünde TRT 1’de izleyiciyle buluştu.

Gerçek olaylara dayanan, FETÖ üyelerinin darbe teşebbüsünden sonraki yargılanma ve tutuklanma sürecinde örgütsel davranışlarının devamlılığını işleyen sinema, günün en çok izlenen üretimleri ortasında yer aldı.

Açıklanan reyting sonuçlarına nazaran, 15 Temmuz’da TRT 1’de yayınlanan sinema, AB’de ikinci, ABC 1’de üçüncü, Total’de ise dördüncü oldu.

Filmin yapımcılığını ve senaristliğini üstlenen Halis Cahit Kurutlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sinemanın 15 Temmuz darbesi sonrası yürütülen soruşturma ve dava süreçlerine yönelik araştırmalarda karşılaşılan yaşanmış olaylardan esinlenerek kurgulandığını söyledi.

Kurutlu, sinemada darbe teşebbüsü sonrası örgütün cezaevlerindeki eski üyeleri üzerinde kurduğu baskı ve sistemli konsolidasyon, pişman olmayan örgüt üyelerinin motivasyon ortamı, cezaevlerindeki tutuklular üzerinden ulusal ve memleketler arası kamuoyunda yapılan dezenformasyon faaliyetleri üzere mevzuların işlendiğini kaydetti.

Örgüt tarafından daima istismar edilen bir konu olan cezaevindeki gebe ve çocuklu bayanlar sıkıntısında örgütün yürüttüğü akıl almaz hesapların, bu bahis üzerinden oluşturulan yapay mağduriyetlerin ve kimi milletvekillerinin bu yapay mağduriyetler üzerinden istismar alanı oluşturması üzere gerçek olayların da mevzu edildiğini lisana getiren Kurutlu, araştırmalar ve değerlendirmeler sonucunda senaryonun ana öyküsünün şekillendiğini aktardı.

Filmin Adalet Bakanlığı’na bağlı bir cezaevi müfettişi olan Ömer’in, aile dostu olan cezaevleri müdür yardımcısı Yalçın tarafından FETÖ üyelerinin mahkum olduğu bir cezaevinde görevlendirilmesiyle başladığını belirten Kurutlu, şöyle konuştu:

“Cezaevinde görevlendirilen müfettiş bir yandan genel kontrol faaliyetlerini yaparken bir yandan da terör kabahatleri savcısı arkadaşı Timur ile terörle uğraş konsepti dahilinde inisiyatif alarak, örgüt baskısıyla itiraflarını geri çeken örgüt üyelerini faal pişmanlığa yönlendirmeye çalışıyor. Ama örgütün darbe sonrası da aktif olarak devam eden casusluk ağı ve operasyonel kabiliyetiyle karşılaşan karakterimiz, başına gelen olaylarla örgütü yine tanıyor.”

“Etkin pişmanlık” kavramını merkeze alıyor

Filmin FETÖ’nün çözülmesinde ve bozguna uğramasında kritik değere sahip, üyelerin, örgütle ilgili bildiklerini yargıyla paylaşması manasını taşıyan “etkin pişmanlık” kavramını merkeze aldığı bilgisini paylaşan Kurutlu, “İtiraf, ülkemizde yaklaşık yarım asır boyunca örgütlü olarak casusluk faaliyeti yürüterek devletin stratejik kurumlarında yapılanan, son olarak 15 Temmuz 2016 tarihinde hain darbe teşebbüsünde bulunan FETÖ üyelerinin bu olaydan sonraki yargılanma ve tutuklanma süreçlerinde örgütsel davranışlarının devamlılığını mevzu alan bir televizyon sinemasıdır.” değerlendirmesini yaptı.

Halis Cahit Kurutlu, uzun yıllardır FETÖ konusunda yeni şeyler öğrenmeye çaba eden biri olduğunu belirterek, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Tek sözle ‘ne öğrendin?’ diye sorsalar ‘şaşırmamayı’ derim. Zira bu yapının yapmayacağı, yapamayacağı hiçbir fiil, aşmayacağı hiçbir had yok maalesef. O sebepledir ki her yeni bir şeytanlıklarını öğrendiğimde içine düştüğüm dehşetin beni kuşattığı zindelik ve şuurun yaygınlaşması hülasa hakikatin görünür hale gelmesi samimi dileğimdir. Bilhassa 15 Temmuz üzere kıymetli bir dönüm noktasına dair eserler ortaya koyarken bu şuur ve şuurla hareket etmek elzemdir. Yoksa ortaya konulan eserler sıkıntımızı anlatmaktan çok 15 Temmuz’un ruhuna ziyan da verebilir.”

Filmin televizyonun akabinde TRT’nin dijital platformu tabii’de yayınlamaya başlandığını aktaran Kurutlu, kelamlarını, “Ayrıca geçtiğimiz yıllarda yapımcılığını üstelendiğim Mahrem ve Kumpas belgesel serilerimiz de tabii’de yayına alındı. FETÖ’nün askeri okullardaki yapılanmaları ile ilgili gerçek itirafçıların röportajlarıyla hazırladığımız, değerli bilgiler içeren bu belgeselleri de izlemenizi tavsiye ediyorum.” diye tamamladı.

“Örgütün kirli yüzünü ortaya koyan bir film”

Yönetmen M. Erkam Bülbül ise üretimin reytinglerde izleyiciden düzgün bir karşılık gördüğüne değinerek, “Bir terör örgütünü suya sabuna dokunmadan anlatmak kolay. Lakin derinlemesine incelemek ve örgütün kirli yüzünü ortaya koyacak bir sinema yapmak bu işin en güç tarafı.” dedi.

Bülbül, 15 Temmuz’un yıl dönümünde birçok insanın meydanlardaki etkinliklerde olduğunu belirterek, “Özellikle de tatil devrinde olduğumuzu da düşünecek olursak reytinglerdeki başarımızın çok değerli olduğunu düşünüyorum. TRT 1 izleyicisine sinemamıza gösterdiği ilgiden ötürü bilhassa teşekkür etmek gerekiyor.” tabirini kullandı.

“Kapalı cezaevinde gerçek koğuşlarda çekildi”

Bülbül, Sakarya ve İstanbul’da gerçekleştirilen çekimlerin 3 hafta sürdüğüne işaret ederek, şunları kaydetti:

“Önemine binaen sinemanın cezaevinde geçen kısımlarının gerçekliğine bilhassa dikkat ettik. FETÖ mensuplarının birbirleriyle nasıl irtibata geçtikleri, uyguladıkları taktikler incelikle işlendi. Bu sahneler Sakarya’da bulunan kapalı cezaevinde gerçek koğuşlarda çekildi. Tüm takımımız kısa müddette düzgün sinema çıkartmak için çok çalıştı ve bunu başardı.”

Özellikle yaz aylarında gecelerin kısa olmasından kaynaklanan bir vakit yarışı yaşandığını lisana getiren Bülbül, “İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz çatışma ve aksiyon sahnelerimizin de izleyicilerimizde hoş bir karşılık bulduğunu görmek memnunluk verici.” dedi.

TRT’nin dijital platformu tabii’den de izlenebilen sinemanın oyuncu takımında Kemal Uçar, Can Nergis, Emrah Akduman, Hazal Çağlar ve Esma Soysal yer alıyor.