Depremzede Öğretmen Kursiyeriyle Birlikte ‘Taş Bebek’ Yapıyor
Depremzede Öğretmen kursiyeriyle birlikte ‘Taş bebek’ yapıyor
Onlar artık taşlara farklı gözle bakıyor
El Sanatları Öğretmeni Çiğdem Fakı, “Enkazın altında ve molozların ortasında kaybolan hayatım Kızılırmak ırmağından topladığım her taşta yine hayat buldu” dedi.
NEVŞEHİR – 6 Şubatta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli zelzelelerin yıkıma yol açtığı Hatay’ın İskenderun ilçesinden Nevşehir‘e gelen Klâsik ve Dekoratif El Sanatları Öğretmeni Çiğdem Fakı, merkeze bağlı Nar beldesinde açtığı ‘taş bebek yapımı’ kursuyla mesken bayanlarını sanatla buluşturdu. Kursa katılan bayanlar da, artık sokaktaki taşlara farklı gözle bakıyor. El Sanatları Öğretmeni Çiğdem Fakı, “Enkazın altında ve molozların ortasında kaybolan hayatım Kızılırmak ırmağından topladığım her taşta tekrar hayat buldu” dedi.
Hatay’ın İskenderun ilçesinde yaklaşık 12 yıl Klasik ve Dekoratif El Sanatları Öğretmenliği yapan Çiğdem Fakı, yaşanan zelzeleler sonrasında meskeni ağır hasar aldığı için AFAD aracılığı ile Nevşehir‘e yerleşti. Çiğdem Fakı, Nevşehir‘de Şehit Jandarma Onbaşı Muhammed Can Biçici Nevşehir Halk Eğitim Merkezi’ne başvurarak kurs açma talebinde bulundu. Talebi olumlu karşılanan Fakı, Merkeze bağlı Nar Belediyesi işbirliğinde açılan kursta 20 konut hanımlarına taş bebek imalini öğretiyor. Kızılırmak yataklarından toplanan çeşitli büyüklüklerdeki çakıllardan ürettikleri taş bebekleri, tutkal ve silikonla yapıştırıp taşları seramik hamuruyla kaplıyorlar. Daha sonra boya ve vernikle süsleyerek yöresel kıyafetli bebeklere dönüştürdüklerini anlatan Fakı, açılan kurs sayesinde sarsıntının olumsuz tesirlerinden de kurtulduğunu söyledi.
Sanatın güzelleştirici gücü olduğunu söz eden Klâsik ve Dekoratif El Sanatları Öğretmeni depremzede Çiğdem Fakı, “Depremi Hatay’da yaşadım ve kaldığımız konut ağır hasar aldı. Bizlerde Nevşehir’e gelerek, Nar beldesine yerleştik. Burada Nevşehir halkı bize sahip çıktı. Takviyelerini geldiğimiz günden itibaren asla esirgemediler. Çocuklarım için hayata yine tutunmaya karar vermem sanatın uygunlaştırıcı gücünü hatırlamam ile oldu. Nevşehir’de mesleğim olan Klâsik ve Dekoratif El Sanatları Öğretmenliğine yine başladım. Sanatın uygunlaştırıcı gücü bana terapi üzere geldi” dedi.
Yaşanan felaketin sahip olduğu mesleğin değerini yine kendisine hatırlattığını lisana getiren Fakı, “Enkazın altında ve molozların ortasında kaybolan hayatım Kızılırmak ırmağından topladığım her taşta yine hayat buldu. Ayrıyeten taşları sanatla bütünleştirdiğimde bana terapi üzere geliyor. Taş Boyama Sanatı dersinde öğrencilerime ders anlatırken hem yine öğreniyor hem de taşları boyarken memnun oluyorum. Öğrencilerimin merakları ve tutkuları bana âlâ geliyor” formunda konuştu.
İlk başlarda taştan bebek mi olur diye kursa katılmak istemeyen kursiyerlerden Sevda Çiftçi de, daha sonradan taşa form vermenin güzeline gittiğini söyleyerek, “Çevremizdeki bireyler taşa nasıl biçim verdiğimizi çok merak ediyorlar. Taşlara form verdikçe hayal gücümüz daha da gelişiyor. Ortaya farklı fikirler çıkıyor. Tabiata bakışımız bile değişti. Etrafımızda gördüğümüz taşlardan ne olur diye düşünmeye başladık” formunda konuştu.
Kursiyer Esra Güney ise, “Bu tıp işlere biraz merakım vardı. Taşlarımızı Kızılırmak kenarlarından topladık. Sokakta gördüğümüz taşı bile toplamaya başladık. Her türlü taşı kıymetlendiriyoruz. Yaptığımız eserler ortaya çıktıkça herkes seviyor” dedi.