Polis devleti nedir, özellikleri nelerdir? Polis devleti ve hukuk devleti farkları nelerdir?

Bu terim çoklukla hükümetin otoriter bir formda halkı denetlemesi, bireylerin özel hayatına müdahale etmesi ve temel insan haklarına hürmet göstermemesi durumlarında kullanılır. Pekala, Polis devleti nedir, özellikleri nelerdir? Polis devleti ve hukuk devleti farkları nelerdir? İşte detaylar…

POLİS DEVLETİ NEDİR, ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

Polis devleti kavramı, bazen hükümetin güvenlik ve kamu nizamını sağlamak maksadıyla polis gücünü kullanmasının gerekliliği nedeniyle savunulabilirken, çoklukla hükümetin çok güç kullanımı, keyfi gözaltılar, tabir özgürlüğünün sınırlanması, vatandaşların kapalılığına karşı ihlaller ve hukukun üstünlüğüne saygısızlık üzere olumsuz durumları söz etmek için kullanılır.

Polis devletlerinde, hükümet çoklukla halkın ve muhaliflerin faaliyetlerini yakından takip eder, sansür uygular, toplantı ve şov hakkını kısıtlar ve bireylerin özel hayatlarına müdahale edebilir. Bu cins bir idare stili demokratik prensiplere ve insan haklarına karşıt olabilir ve bireylerin özgürlüklerini kısıtlayabilir.

Polis devleti terimi, hükümetin ve polis teşkilatının yetkilerini berbata kullanarak bireylerin özgürlüklerini ihlal ettiği durumları eleştirmek hedefiyle kullanılmaktadır.

POLİS DEVLETİ VE HUKUK DEVLETİ FARKLARI NELERDİR?

Polis devleti terimi, yalnızca polis teşkilatına atıfta bulunmaz; aslında devletin ve idarenin yanlışsız bildiği üzere hareket etme yetkisini keyfi olarak kullanması manasına gelir. Bu çeşit bir idare biçimi, ekseriyetle kanunlara ve kontrollere ihtiyaç duymadan, önderin yahut yöneticinin iradesine nazaran şekillenir. Krallıklar, padişahlıklar, tek parti diktatörlükleri ve çete örgütleri üzere örnekler bu kategoriye girer. Burada, başkan değiştiğinde kararlar ve siyasetler da değişebilir, zira her önderin iradesine bağlıdır.

Hukuk devleti ise, kimin ne vakit neyi nasıl yapacağını belirleyen, bu kuralları denetleyen ve sorumlulukları ön planda tutan bir idare biçimidir. Hukuk devletinde, devletin de cürüm işlemesi halinde bile yargı yolunun açık olması temeldir. Bireylerin ve kurumların vazifeleri ve yetkileri kanunlarla sıkı bir halde tanımlanmıştır, ve bunları nasıl kullanacakları da tekrar kanunlarla düzenlenir. Rastgele bir durumda olan kişinin, hangi misyonda olursa olsun, herkesin uyması gereken temel prensip kanundur.

Hukuk devleti, birey ile devletin karşılıklı sorumluluklarını vurgular. Bu anlayış toplumun içinde de geçerlidir. Bu nedenle, bireylerin ve kurumların lisana getirdikleri görüşler değil, hukukun belirlediği kurallar ehemmiyet kazanır. Hukuk devleti, adil ve eşitlikçi bir idare biçimini söz ederken, polis devleti ise keyfiyet ve otoriterliği sembolize eder.