İzmir’de riskli alanlar tespit ediliyor

İzmir‘de Dokuz Eylül Üniversitesi akademisyenleri, İzmir ve etrafındaki mümkün bir zelzelede risk arz edecek bölgeleri tespit etmek için harekete geçti. Akademisyenler birinci tespitlere nazaran Aliağa‘da bir risk alanı tespit ettiklerini söyledi.

Deprem neslinde yer alan İzmir ve etrafında meydana gelebilecek olası bir sarsıntı için çalışmalarını sürdüren Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) akademisyenleri, sarsıntıda risk arz edecek bölgeleri tespit etmek için harekete geçti. İzmir ve etrafına yerleştirilen 6 sabit, 28 süreksiz istasyonla ölçümler yapan DEÜ akademisyenleri, elde ettikleri datalarla riskli alanları tespit edecek.

Proje ile 30 Ekim 2020’de meydana gelen 6,6’lık Sisam sarsıntısının akabinde meydana gelen riskli bölgeleri tespit etmek istediklerini söyleyen DEÜ Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Kısmı Yer Fiziği Anabilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Oya Pamukçu, “Depremsellik açısından uydu datalarıyla de yanal taraftaki deformasyonlarla ilgili çalışmalarımız var. Arazi çalışmalarımız devam ediyor. Buradan elde ettiğimiz bilgilerle Sisam sarsıntısından sonra İzmir etrafında, Manisa’da ve etraf vilayetlerde tansiyon alanının hangi yapıda olduğunu tespit edeceğiz. Bu çalışma sonucunda risk alanlarının tespitini kamuoyuyla paylaşacağız” dedi.

“Aliağa bölgesinde bir risk alanı tespit ettik”

Sisam sarsıntısının akabinde İzmir’deki Buca Fayı’nın da çalışmaya başladığını söyleyen Prof. Dr. Pamukçu, “Buca Fayı’na yönelik araştırmalarımız var. Şu anki projede pozisyon belirlemeyle, vakte bağlı olarak ne kadar yer değiştirdiğini, yer değiştirme suratını ve bu sürate bağlı olarak da zelzeleden sonra meydana gelmiş ya da meydana gelmesi olası yer değiştirmeleri tespit etmek için çalışıyoruz. Şu ana kadar yaptığımız birinci devir çalışmalarımızda Aliağa bölgesinde bir risk alanı tespit ettik. İstasyonların birçoklarının sarsıntı fırtınasından etkilendiğini tespit ettik. Şu an yanal istikamette çok bir değişim yok. Bilgilerimize dayanarak söylemem gerekirse gerilim altında olan bölge mevcut. Fakat bunu Eylül ayındaki son ölçümlerimizden sonra net olarak söyleyebiliriz. Deformasyon açısından riski bölgeleri raporumuzda sunacağız” diye konuştu.

“Araştırmamızdaki yüksek riskli alanlardan bir tanesi olan Bornova ziyan gördü”

Ege Denizi’ndeki Uzunada’ya da bir istasyon yerleştirdiklerini tabir eden Pamukçu, “Uzunada’daki istasyonumuz değerli bir pozisyonda. Denizdeki tek kara modülü olarak kullandığımız kısım. Hem kuzeyi hem güneyi denetliyor. Rastgele bir zelzele olduğunda Yunan adalarındaki istasyonlardan bilgi istemek durumundayız. Onlar da kendilerine nazaran bir prosedür uyguluyorlar, sonra dataları bize aktarıyorlar” formunda konuştu.

“Depremler artan sıklıkla devam ediyor”

Son 10 yıldır Ege Denizi ve kıyı bölgelerde daima sarsıntıların gerçekleştiğini söyleyen Pamukçu, “Depremler artan sıklıkla devam ediyor. Sarsıntı, global formunda yayılan bir güç ve hangi kırığın ne vakit çalışacağı, ne vakit nerede birikim oluşturacağını hesaplamak mümkün değil. Birtakım yaş tayinlerinden, kırılma döneminden fikir çıkarılıyor lakin anlık tetiklenmelerde hangi fayın ne vakit çalışacağı kestirilemeyen bir şey. İşte bu tip çalışmalarla en azından alanı nezaret altında tutmuş oluyoruz” sözlerine yer verdi. – İZMİR