İklim değişikliği sektörleri de değiştirecek

İklim değişikliği sektörleri de değiştirecek

İklim değişikliğinin sonuçları yaşam biçimlerimizi çok yönlü olarak etkilerken, bazı sektörlerin de bu etkinin altına girmesi kaçınılmaz görünüyor. İklim değişikliğinden kaynaklı farklılaşmanın yaşanacağı sektörlerin başında ise sigorta ve lojistik sektörleri yer alıyor.

Yaşanması olası maddi kayıplarda, zararı minimuma indirmek ve önlem almak isteyenlerin aklına ilk gelen sigorta oluyor. Bu çerçevede risk maddelerinin içine iklim krizi etkileri eklenince, tedbirlerde yapılacak bazı değişiklikler kaçınılmaz oluyor.

Türkiye Sigorta Acenteleri Federasyonu (TÜSAF) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Çelik, son yıllarda yaşanan dolu yağışlarının araçlarda hasara yol açması nedeniyle kasko yaptıracak olan müşterilerin, teminatların dolu riskini de kapsamasını talep etmeye başlamasını örnek gösteriyor. Bu kapsamda da sigorta sektörünün değişim ve gelişim gösterebileceğini anlatıyor:

“Yaşanacak olumsuzluklardan doğacak olan can ve mal kayıpları; Hayat Sigortaları, Sağlık Sigortaları, Tarım Sigortaları ve Doğal Afet Sigortaları ürünlerine talebin artmasını, gelen bu taleplerden dolayı ürünlerin çeşitleneceğini ve penetrasyon oranını artıracağını düşünüyoruz. Sonuç olarak iklim krizinin sebep olacağı anormal olaylar ne kadar kötü ve üzücü olsa da tedbir alma ihtiyacına bağlı olarak sigorta sektörünün değişim ve gelişimine önayak olacak.”

Risk kaçınılmaz olarak fırsat doğuruyor

İklim değişikliğine bağlı aşırı hava olaylarının yol açabileceği yangın, sel, toprak kayması, dolu yağışı gibi doğal afetlerde yaşanabilecek maddi kayıplarda tek koruma yöntemi olarak sigorta gösteriliyor.

Can ve mal kayıplarının yaşanabileceği bu gibi durumlarsa sigorta talebinde artışa yol açabilir. Çelik, sigorta şirketlerinin bu artışa hazır olması gerektiğini söylüyor.

“Yapılan araştırmalar iklim krizinin artarak devam edeceği ve sonucunda da bazı kayıplara yol açabileceğini gösteriyor. Bu nedenle sigorta ürünlerine gereksinimler artmakta ve talepler oluşmaktadır. Bu durumu sigorta şirketleri ve sigorta sektörü için bir değişim ve gelişim fırsatı olarak düşünebiliriz.

Önemli olan uluslararası sigorta sektöründe teminat veren tüm oyuncuların bu durumu nasıl değerlendireceğini iyi analiz ederek doğru fiyatlama ve doğru ürünlerle arz etmesi ve sonuçta risk yaşandığında hem teminatı verenin hem de teminatı satın alanların sıkıntı yaşamamalarıdır.”

Çelik, aynı zamanda, iklim değişikliğiyle yaşanabilecek negatif olayların sigorta sektörü için de bir risk oluşturduğunu söylüyor. Ancak Çelik’e göre, bu risklerin iyi anlatılması sonucunda insanların bilgilenmesi ve kendilerini yaşanacak maddi kayıplardan korumak için sigorta ürünlerini talep edecek olmalarının da bir fırsat olarak görülebileceğini aktarıyor.

“En önemlisi toplumda sigorta bilincinin yükseltilmesi”

Bahsi geçen kayıpların yaşanmasının üzücü bir tarafı var. Ancak sigorta ile bireysel olarak yaşanacak zararı minimuma indirmek mümkün. Çelik de, sigorta şirketlerinin döneme uygun olarak bilgilenerek, kendilerini güncellemesinin önemli olduğunu söylüyor:

“Tüm sigorta şirketlerinin, dağıtım kanallarının eğitimine ve gelişimine büyük önem göstermeleri ve teknolojik alt yapılarını çağa uygun yeterli düzeyde yapılandırmaları, yaşanacak afet ya da salgınlar sırasında müşterilerinden gelecek taleplere hızlı ve kaliteli dönüşler yapabilmelerini kolaylaştıracaktır. Poliçelerde oluşturulacak klozların genişletilerek, değişen dönem koşullarına uygun teminatların sağlanması, toplumun faydasına olacağı gibi, penetrasyonu da artıracak bir adım olacaktır”

Sigorta şirketlerinin bu çalışmaları sürdürmesi gerekirken, toplumda da sigortanın önemine dair bilincinin gelişmesi gerektiğini söyleyen Çelik, sözlerini şu şekilde noktalıyor:

“Her şeyden önemlisi, eyleme geçilmesi gereken ilk kavram, ‘Toplumda sigorta bilincinin yükseltilmesi’ olmalıdır. Sigortacılığın değişen iklim koşullarında daha da çok ihtiyaç duyulan bir dal olduğunun anlaşılması ancak risklerin doğru anlatılması ile mümkün olacaktır.”

İklim değişikliğini kabul etmek ve önlem almak gerekiyor

İklim değişikliği tıpkı sigorta sektöründe olduğu gibi lojistik sektöründe de yeni koşullar yaratacak. Türkiye Kargo, Kurye ve Lojistik İşletmecileri Derneği (KARİD) Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Önyol, dünyanın yalnızca iklime bağlı olarak değişmediğini, başka faktörlerin de on yıllar içerisinde birçok değişikliğe yol açtığını vurguluyor. Önyol’a göre iklim değişikliği, tıpkı zaman içinde gerçekleşen başka değişiklikler gibi ele alınmalı.

“Dünya nasıl ki değişen doğa koşullarına farklı tepkiler veriyorsa, insan da benzer biçimde bu değişime ayak uydurmak durumundadır. Çok kısa süre içerisinde insan nüfusunda yaşanan artış, doğal olarak hammadde talebinde de artışa neden oluyor. Bu da haliyle lojistik operasyonların önemini daha farklı bir boyuta taşıyor.”

Önyol, pandemi döneminde dünyanın birçok noktasında yaşanan tedarik krizinin Türkiye’de yaşanmadığını örnek göstererek, lojistik sektörünün her türlü engeli aşabileceğine inandığını söylüyor.

[Fotoğraf: AA]

“Dünya genel olarak bir değişimin içinde ve iklim bu değişimin en önemlisi. Fakat lojistik sektörü, doğası itibariyle her koşulda hizmet vermeye odaklanmış bir sektördür. Karşısına çıkan zorlukları mutlaka aşar. Pandemide bunun bir örneğini yaşayarak gördüğümüzü düşünüyorum. Özellikle Türkiye’de pandemi boyunca lojistik sektöründe büyük bir kriz hiç yaşanmadı.

Bölgesel olarak küçük aksaklıklar mutlaka yaşanmıştır. Ancak ülke genelini etkileyerek tedarik zincirine zarar verecek bir durumla karşılaşılmadı. Yani iklim değişikliğini, bir kriz çerçevesinden değil, bir değişim çerçevesinden görerek kabul etmek ve önlem almak gerekiyor.”

Nüfus artsa da dünyanın kaynakları aynı miktarda

“Özellikle yakıt verimliliği ve çalışan verimliliğinin gelişmesi üzerine çalışmaların yapılması, krizi fırsata çevirebilir” diyen Önyol, elektrikli araç teknolojileri, rüzgar ve güneş enerjisi gibi doğal kaynaklardan elektrik üretim modelleri, geri dönüşüm teknolojileri, tarım teknolojileri gibi alanların geliştirilebileceğini söylüyor.

Verimliliği arttırmanın çok fazla yolu olduğunu söyleyen Önyol, “Son 30 yılda insan nüfusu insanlık tarihinin yarısı kadar arttı. Ancak dünya tüm kaynaklarıyla hala aynı dünya.” diyerek artan nüfusa göre kaynakların yetersizliğine vurgu yapıyor. “Dolayısıyla verimlilik üzerine, kaynakların doğru kullanımı üzerine geliştirilecek tüm projeler büyük fırsatlar getirebilir” diye konuşuyor.

Hava koşulları ulaşım sektörü için hayati önem taşıyor. İklim değişikliğine bağlı ani ve şiddetli hava olaylarıysa, Önyol’a göre büyük bir afet olmadığı sürece sektörü derinden etkilemeyecek.

Escort İzmir - Escort Aliağa - Escort Balçova - Escort Bayındır - Escort Bayraklı - Escort Bergama - Escort Beydağ - Escort Bornova - Escort Buca - Escort Çeşme - Escort Çiğli - Escort Dikili - Escort Foça - Escort Gaziemir - Escort Güzelbahçe - Escort Karabağlar - Escort Karaburun - Escort Karşıyaka - Escort Kemalpaşa - Escort Kınık - Escort Kiraz - Escort Konak - Escort Menderes - Escort Menemen - Escort Narlıdere - Escort Ödemiş - Escort Seferihisar - Escort Selçuk - Escort Tire - Escort Torbalı - Escort Urla