Görme engelliler birey olarak kabul edilmek istiyor

Görme engelliler birey olarak kabul edilmek istiyor

1931 yılından bu yana 7-14 Ocak tarihleri Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası olarak hatırlanıyor. Görme Engelliler Haftası farkındalık yaratmak ve görme engeli bulunan kişilerin sorunlarını konuşmak için önemli bir fırsat.

Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası’nın geçmişi 102 yıl öncesine uzanıyor. Her şey 1921 yılında Londra’da bir fotoğrafçının gözlerini kaybetmesinin ardından bastonunu dikkat çekmek ve engelli olduğunun bu şekilde anlaşılabileceğini düşünerek beyaza boyamasıyla başlıyor.

Bundan tam 10 yıl sonra, 1931 yılında, Fransız Körler Birliği bu beyaz bastonu benimsiyor ve görme engellilerin simgesi haline getiriyor.

Peki, günümüzde görme engellilerin hala yaşadığı sorunlar neler, hangi zorluklarla nasıl mücadele ediyorlar? Türkiye Görme Engelliler Derneği Genel Başkanı Fatih Karadayı TRT Haber’e anlattı.

“Toplum öncelikli olarak engelliyi bir birey olarak değerlendirmeli”

Toplumun yaptığı genellemelerin görme engelli bir kişinin bireyselleşmesinin önünde duran en büyük engel olduğunu söyleyen Karadayı, “Maalesef toplum olarak çok sık genelleme yapıyoruz. Görme engelliler olarak toplum tarafından şununla karşılaşıyoruz. Örneğin öğrenciyken görme engelli bir arkadaşınız çok zekiyse ve uzun zaman önce duyduğu bir sesi hemen tanıyabiliyorsa artık sizin için bütün görme engelliler bir sesi bir kere duyduğunda hemen tanıyabiliyor oluyor” diyor.

Karadayı, bu genellemenin yanlış olduğunu vurguluyor ve “Böyle genelleme yapmamak gerekiyor. Akıllısı, tembeli, zekisi, şişmanı, zayıfı, çalışkanı… Başarılı veya başarısız olduğunu bilmek, engelliyi de bir birey olarak kabul etmek gerekiyor” şeklinde açıklıyor.

“Engelli için yapılan çalışmalar aslında herkesin hayatını kaliteli hale getiriyor”

Karadayı’ya göre engelliler için yapılan iyileştirmeler aslında tüm toplumun yararına oluyor. 

“Metrolardaki raylara düşme ihtimalimiz oluyor ve bu sıkıntı oluşturuyor. Bazı hatlarda kapıların açıldığı yer otomatik. İstasyona tren yaklaştığında kapı açılıyor. Araç istasyondan uzaklaştığında kapı kapanıyor.

Böyle olduğunda da kimsenin düşme ihtimali olmuyor. Hem bu sadece görme engelliye yönelik de bir çalışma olmuş olmuyor. Sağlam bir vatandaşın tansiyonu birden bire düştüğünde oraya yığılma ihtimali var. Özetle diyoruz ki engelli için yapılan çalışmalar aslında herkesin hayatını kaliteli hale getiriyor.”

Engelli birine gerektiğinde nasıl yardımcı olunacağını biliyor muyuz?

Yardımlaşma toplum içinde oldukça önemli bir meziyet. Ancak bazen iyi niyetli de olunsa başkalarına nasıl yaklaşılması gerektiği bilinemeyebiliyor.

Karadayı, yardımlaşmak istemenin ve bu iyi niyetin memnun edici olduğunu söylüyor. Ancak yine de bu yaklaşımlarda dikkat edilmesi gereken unsurlar olduğunu da anlatıyor.

“Görme engellinin sorunlarından biri engelliye nasıl yardımcı olunacağının bilinememesi. Biri geliyor, ‘Yardım edebilir miyim?’ diyor. Ben ihtiyacım olmamasına rağmen çoğu zaman kabul ediyorum. Bunu da ezkaza ‘Hayır, ihtiyacım yok’ dediğimde başka engelli arkadaşlarıma yardım etmeyebilir endişesiyle yapıyorum.

Yardımcı olmak isterken mesela görme engellinin koluna girmeye çalışıyorlar. Aslında buna gerek yok. Zihinsel engelliyse kendini örneğin bir aracın önüne atmasın diye koluna girmek gerekir. Ama görme engelli sizin kolunuza girmeli. Böylelikle sizden bir adım geride yürüyüp sizin iniş çıkışlarınıza göre pozisyon belirliyor.”

[Fotoğraf: AA]

Engelli vatandaşlar topluma karışmaktan geri durmamalı

Karadayı, engellilerin karşılaştığı zorluklarla yılmaması gerektiğini söylüyor. Ve onlara yakınlarındaki sivil toplum kuruluşlarına giderek buralarda aktif olmalarını öneriyor.

“Engelli arkadaşlarıma diyorum ki; yakınınızda herhangi bir sivil toplum kuruluşu varsa buralara gidin. Buralarda yer alın. Haklarınızı öğrenin ve savunun.”

Bu engelli bireylerin kendi içlerine kapanmak yerine hayatın için de önemli. Karadayı, bu konuyu bir örnekle açıklıyor:

“ ‘Nasıl olsa bir engelli maaşımız var, nasıl olsa ailem bana destek oluyor’ diyor, dışarıya çıkmıyor. Bu da engellilerde bir tembelliğe neden oluyor. Dolayısıyla eskiden dernekler dolup taşarken şimdilerde 30-35 kişilere ancak ulaşabiliyoruz. Bazıları da eğitimini bile buralardan alıyor. Sonrasında topluma katılma anlamında sıkıntı yaşıyor engelliler.”

Karadayı, Türkiye Görme Engelliler Derneği gibi diğer derneklerin engelliler için önemli olduğunu söylüyor. Ailesinde bağımsız hareketi olmayan engellilerin de bu derneklere yönlendirilmesi çağrısında bulunuyor. Onlara buralarda rol model olmak ve insanların ellerinde imkanlar olduğunda neler yapabildiklerini göstermek istediklerini de söylüyor.

[Fotoğraf: AA]

Karadayı’ya göre, Görme Engelliler Günü veya haftası kutlamadan ziyade engellilerin sorunlarını ve bu sorunlara yönelik çözüm önerilerinin konuşulduğu dönem olarak değerlendirilmeli. Karadayı sözlerini şu şekilde sonlandırıyor:

“Biz engelli olmaktan şikayetçi değiliz. Sadece dernek olarak diyoruz ki; daha fazla engelli olmasın, hatta tüzüğümüzde engelliliği, görme kaybını azaltacak ve engelleyecek çalışmalar yapılsın. Sonuç olarak bu günü bayram veya festival gibi değil de farkındalık etkinlikleri ve engelli problemlerinin çözümleri noktasında değerlendirmek gerektiğini hatırlatmak istiyorum.” 

Escort İzmir - Escort Aliağa - Escort Balçova - Escort Bayındır - Escort Bayraklı - Escort Bergama - Escort Beydağ - Escort Bornova - Escort Buca - Escort Çeşme - Escort Çiğli - Escort Dikili - Escort Foça - Escort Gaziemir - Escort Güzelbahçe - Escort Karabağlar - Escort Karaburun - Escort Karşıyaka - Escort Kemalpaşa - Escort Kınık - Escort Kiraz - Escort Konak - Escort Menderes - Escort Menemen - Escort Narlıdere - Escort Ödemiş - Escort Seferihisar - Escort Selçuk - Escort Tire - Escort Torbalı - Escort Urla