Fransa’daki ateşi Türkiye’ye sıçratmaya çalışanlar için hesap zamanı! Soruşturma başlatıldı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Fransa‘da meydana gelen olaylara misal olayların Türkiye‘de yaşayan mülteciler açısından yaşanabileceğine ait toplumsal medyada provokatif paylaşım yapanlar hakkında resen soruşturma başlatıldı.
TEK TEK TESPİT EDİLECEKLER
Konuyla ilgili Savcılık tarafından yapılan açıklamada “Son günlerde Fransa‘da meydana gelen olaylar ile ilgili olarak emsal olayların ülkemizde yaşayan mülteciler açısından da olabileceği tarafında halkı kin ve düşmanlığa tahrik içeren, aldatıcı, gerçek dışı ve yanlış algı oluşturarak kamu tertibini ve kamu barışını bozmaya yönelik provokatif ve manipülasyon içeren paylaşımlar yapan toplumsal medya hesaplarının tespiti ile cürüm ve hata ögesi bulunan paylaşım yapan, açıklama ve yayın yapan şüpheliler hakkında re’sen soruşturma başlatılmış olup şüphelilerin tespiti için emniyete müzekkere yazılmıştır” denildi.
AK PARTİ’DEN SERT TEPKİ
Türkiye‘nin insani kıymetlere dayanan göç siyaseti ile Fransa‘nın sömürgeci siyasetlerine ve ırkçı şiddete duyulan yansıyı mukayese etmenin şuursuz ve makus niyetli bir yaklaşım olduğunu tabir eden Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu; “Türkiye Cumhuriyeti’nin haysiyetli ve ahlaki temele dayanan insani yaklaşımı ile diğer ülkelerin sömürgecilik, ırkçı şiddet ve insani dramlarla dolu siyasetlerini yan yana getirmek bir provokasyondur. Bu siyasetçi, gazeteci ve yorumcuların, Türkiye Cumhuriyeti’ni sömürgeci ülkelerle yan yana getiren şuursuz yaklaşımını ve yakışıksız provokasyonunu şiddetle kınıyoruz.
“MİLLETİMİZ PROVOKASYONLARA GEREKEN DERSİ VERMİŞTİR”
Bunlar, bir yandan sığınmacıları maksat göstererek nefret kabahati işliyor, öbür yandan çatışma çığırtkanlığı yaparak ülkemizde hakim olan barış iklimine karşı endişe ve nefret iklimi üretmeye çalışıyorlar. Fransa birçok ülkede sömürgeci siyasetleriyle yıkıma yol açmış bir aktördür ve sömürdüğü coğrafyanın beşerlerine kucak açan bir ülke olmamıştır. Bu siyasetçi, gazeteci ve yorumcular, Fransa’nın sömürgecilik anlayışı ve ayrımcı kamu siyasetleri ile Türkiye’nin insani ve haysiyetli göç siyaseti ortasındaki farkı kasıtlı olarak göz arkası ederek milletimizi yanıltmaya çalışıyorlar. Seçim periyodunda en düzeysiz formda ortaya koyulan bu yakışıksız provokasyonlara milletimiz gereken dersi vermiştir.”
“SADECE KAPILARIMIZI AÇMAKLA KALMADIK…”
Çelik, sömürgeci ülkelerin, ayrımcı siyasetlerinin sonuçlarıyla ve kentlerindeki ırkçı şiddete duyulan toplumsal reaksiyonla yüzleştiğini belirtti. Türkiye’nin insani kıymetlere dayalı siyaseti gereği mevtten kaçan sığınmacılara sahip çıktığını tabir eden Çelik, şunları kaydetti; “Türkiye, bu çatışma bölgelerinde barışın tekrar tesis edilebilmesi ve bu insanların ülkelerine dönebilmesi için sorumluluk alan bir ülkedir. Türkiye Cumhuriyeti, hiç kimsenin konutunu yurdunu terk etmeyeceği barış ikliminin bölgemizde ve uzak coğrafyalarda tesis edilmesi, mevtten kaçan insanların yurtlarına sağ ve salim dönebilmesi için güçlü bir siyaset takip etmektedir. Cumhurbaşkanı’mızın söz ettiği üzere yalnızca mazlumların canlarını ve onurlarını kurtarmak için kapılarımızı açmakla kalmadık, onların tekrar konutlarına dönüşü için de her türlü çabası gösterdik, gösteriyoruz.”
“500 BİN SURİYELİ GERİ DÖNÜŞ YAPTI”
Sözcü Çelik, Türkiye’nin, Suriye’de derinleşen insani trajedi karşısında hudut ötesi harekatlarını başlattığı 2016’dan bugüne kadar oluşturduğu inançlı bölgelere yaklaşık 500 bin Suriyelinin geri dönüş yaptığını aktardı. Göçü hudut ötesinde tutmaya yönelik stratejilerini, istekli geri dönüşleri teşvik edecek projelerle desteklediklerini anlatan Ömer Çelik, “Türkiye’yi sömürgeci ülkelerde gerçekleşen ve ırkçı şiddete dayanan esaslı sebepleri olan hadiseler üzerinden değerlendirmeye çalışanlar, Avrupa’daki faşistlerle tıpkı düzlemde durmaktadır. Türkiye, itimat içinde yoluna devam ederek bu zihniyete geçit vermeyecektir” sözlerini kullandı.